tag:blogger.com,1999:blog-294802322024-03-06T08:31:28.879+03:00MaFiAMaX Blog!Slogansız, derinden ilerleyen bir blog.MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.comBlogger324125tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-59064833578293099422023-05-21T10:45:00.002+03:002023-05-21T10:45:43.912+03:00Banyo ve Mutfaktaki Küf Temizliği<p>Zamana not düşmek için yine buradayım. Artık buraları okuyan var mı bilmiyorum ama kendim için de not düşmüş oluyorum. Uzatmadan gelelim konumuza.</p><p>Mutfak ve banyoda her yıl nemden dolayı küf oluşuyor. En üst katta oturuyoruz ve evimiz sürekli güneş görüyor ama yine de oluşuyor.</p><p>Her sene çamaşır suyuyla sildikten sonra su bazlı tavan boyasıyla boyardım, bu sene farklı olarak bu Astonish isimli kimyasalla temizledim aradan 2 hafta geçtikten sonra da rutubet ve nem boyası kullandım. Isonem en meşhuru ama küçük boy olmadığından ve fiyatı biraz daha uygun olduğundan Pera BL-57 isimli üründen 2,2 lt olanı aldım. 450 TL bayıldım, su bazlı boyalara göre 2 kat daha pahalı. Küften kurtarsın da 1000 TL de veririm. Solvent bazlı olduğundan 2-3 gün kokuyu çekeceğiz. Eskiden su bazlı boya yaygın değilken alışığız neyse ki 😀</p><p>Tavan da beyaz renk olduğu için üzerine ilave boya sürmeme gerek kalmadı. Bakalım bu nasıl performans verecek; içindeki kimyasallarla rutubeti önlediğini yazıyor ama zamanla anlayacağız.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaN_fess3mu6jNpzhFXsmwoR1pkK2jAXsda5oVl0HoyLcVcBTJELx0qzQOhQ01patvM7YkB2mcKAAvGNMST20k2VpPHBinlyZ9HVk1_1MDWFMabxSefEgR45Y6_lwciJ0Zc81KNgcqx8U0x5woIw6Y1GbOeguzmvqFgx3_pmYLQWJU2OcBnA/s1156/pera-bl-57-nem-ve-rutubet-boyasi-ve-astonish.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="744" data-original-width="1156" height="258" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaN_fess3mu6jNpzhFXsmwoR1pkK2jAXsda5oVl0HoyLcVcBTJELx0qzQOhQ01patvM7YkB2mcKAAvGNMST20k2VpPHBinlyZ9HVk1_1MDWFMabxSefEgR45Y6_lwciJ0Zc81KNgcqx8U0x5woIw6Y1GbOeguzmvqFgx3_pmYLQWJU2OcBnA/w400-h258/pera-bl-57-nem-ve-rutubet-boyasi-ve-astonish.jpg" width="400" /></a></div><br /><p><br /></p>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-16218674294513923032023-01-01T09:19:00.007+03:002023-01-01T15:48:14.851+03:00Good Night Oppy Belgeseli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNfVyvAi-p5OsbkOc8W5IiiEoeslGKZkXR7CtMzWlB5ozcU2RksXxxmNY5gTWrVQfCRi1d7U2QvtcTmG8UExybibyjvV6jmeX8eIgJLpR0pJiDaf22BS4Qnw5TNKZ594MVe25jKbM8E0bw1sLWHKwQ5KVLI1b3odPalOsej8sqi4SYEmHvpA/s1024/GOOD-NIGHT-OPPY.webp" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="579" data-original-width="1024" height="362" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNfVyvAi-p5OsbkOc8W5IiiEoeslGKZkXR7CtMzWlB5ozcU2RksXxxmNY5gTWrVQfCRi1d7U2QvtcTmG8UExybibyjvV6jmeX8eIgJLpR0pJiDaf22BS4Qnw5TNKZ594MVe25jKbM8E0bw1sLWHKwQ5KVLI1b3odPalOsej8sqi4SYEmHvpA/w640-h362/GOOD-NIGHT-OPPY.webp" width="640" /></a></div><br /><p>Yılbaşı akşamı yani dün akşam bu belgeseli izlerken bir kaç damla göz yaşı döktüğümü itiraf edeyim. Bilime sıkı sıkı tutunup azimle, hırsla, merakla ve çok çalışmayla bir toplumun kat ettiği gelişmeyi gördüğünde kıskançlık ve geride kalmışlık hissi utanç verdi.</p><p>Opportunity ve Spirit’in macerasının anlatıldığı bu belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. Onlar emekli oldu ama torunları Perseverance (Sabır) şu an çalışıyor. İsmini çok anlamlı koymuşlar. Belgeselden sonra idrak ettim. Ona ait sıkıştırılmamış, işlenmemiş ham (RAW) görüntüler aşağıdaki sayfada paylaşılıyor.</p><p><a href="https://mars.nasa.gov/mars2020/multimedia/raw-images/">https://mars.nasa.gov/mars2020/multimedia/raw-images/</a></p><p>Belgeseli izlemek için: <a href="https://www.primevideo.com/detail/0I7M2Z916M7VYZGXFMM35VQE8Q/ref=atv_hm_hom_c_cjm7wb_2_3">https://www.primevideo.com/detail/0I7M2Z916M7VYZGXFMM35VQE8Q/ref=atv_hm_hom_c_cjm7wb_2_3</a></p>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0İstanbul, Türkiye41.0082376 28.978358912.698003763821156 -6.1778911 69.318471436178839 64.1346089tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-4462735975703384562022-05-29T19:34:00.014+03:002022-05-30T08:09:35.551+03:00Yalnızlık<div style="text-align: center;"><iframe allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/TP4uL1OTQAc" title="YouTube video player" width="560"></iframe></div><div><br /></div><div>Yalnızlık güzel, dert yok tasa yok. Hele bu zamanda çocuk yetiştirmek tam bir çılgınlık. Ama sanırım yaşlandıkça yalnızlığın o kadar da güzel olmadığını düşünmeye başladım. Annem şehir dışına gitti. Kardeşim de 2 gündür yok. Ben iki gündür evin sessiz olmasına alışamadım. Onlarca defa yalnız kaldığım oldu. Ama ilk defa hüzün bastı. Şöyle bir bakındım; 10 yıldır her şey işim olmuş. Son zamanlarda, ne zaman ki iş ile meşgul değilim ve yalnızım işte o zaman gelecek kaygısı yaşamaya başladım. </div><div><br /></div><div>Çok şükür maddi sıkıntım yok. Ama bu zamanlara kolay gelemedik. O zor zamanlarda da kendime, aşka vakit ayıramadım. Çocukluğumda, mutsuz bir anne baba ilişkisi sebebiyle evlendiğimde çok iyi baba olacağım sözü vermiştim. Ama büyüdükçe, gönül işlerinden uzak kaldıkça evlilikten korkmaya başladım. </div><div><br /></div><div>Şimdi 36 yaşımdayım ve acaba hayatını bu kadar planlı yaşamasaydım mı diyorum.
Arkadaşlarımı aileleri ve çocukları ile görünce içim bir cız ediyor. Ama çocuk yetiştirmenin çok önemli ve zor bir şey olduğuna inanan biriyim. Kaliteli bir insan yetiştirmek hiç kolay değil.
Daha söyleyecek çok şey geliyor içimden ama toparlayamıyorum.</div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-49428818316220148972018-07-15T10:58:00.001+03:002018-07-15T10:58:35.764+03:00Windows 10 Hard Disk TemizlemeTam 8 yıl önce <a href="http://www.mafiamax.com/2010/06/sabit-diskinizde-60-gb-yer-acmak-ister_17.html">Sabit Diskinizde 60 GB Yer Açmak İster misiniz?</a> diye sormuş ve nasıl yapacağınız anlatmıştım. Bu yazım hala oldukça ilgi görüyor. Ancak, şu an bir çoğumuz Windows 10 kullanıyoruz ve o yazıyı yazdığımda Windows 10 diye bir işletim sistemi yoktu.<br />
<br />
Microsoft, Windows 10 ile işletim sistemi güncelleme mantığını kökten değiştirdi. Artık yılda 2-3 kez bahar güncelleştirmesi adı altında <a href="https://www.microsoft.com/en-us/itpro/windows-10/release-information" target="_blank">güncellemeler yayınlanıyor</a> ve işletim sistemi en son sürüme otomatik olarak yükseltiliyor. İşte bu yükseltme işlemi yapıldıktan sonra bir sorun ile karşılaşma ihtimaliniz gözetilerek bir önceki versiyona kolayca dönebilmenizin yolu da açık. Ancak bu kolaylık yanında 20 - 30 GB kadar ilave verinin hard diskinizde saklanmasına neden oluyor. İşletim sisteminin bir önceki sürümüne dönme niyetiniz veya ihtiyacınız yoksa hard diskinizde kolayca temizlik yapabilirsiniz. Yazının devamında işlem adımları ve ekran görüntülerini takip edebilirsiniz.<br />
<a name='more'></a><br />
<h2>Windows 10 Hard Disk Temizleme</h2><br />
Bu işlemi yapmak için bir çok yazılım mevcut. Biz hiç bir yazılım yüklemeden Windows 10'un kendi temizlik aracını kullanacağız.<br />
<br />
<ol><li>İşletim sisteminin yüklü olduğu diske sağ tıklayıp <b>Özellikler</b> seçeneğini seçiyoruz. Açılan pencerede <b>Diski Temizle</b> düğmesine basın.</li><li>Açılacak pencerede <b>Sistem dosyalarını temizle</b> düğmesine basın.</li><li>Son olarak açılacak pencerede silinecek dosyalar bölümünde silmek istediğiniz dosyaları işaretleyin ve tamam düğmesine basın.</li>
</ol><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR6NbNYQpKAmgfqqrPQnJTfxVA4gQxKzabHZisBCmatcAz_Y8FP9rrySNGBSDklp5rinw6cpdQxU4zoBR-FpwsQl0g6uBO27gvx4RLzbr1Rb1HhGpWiAGtESWeXiKru-IWSEPg/s1600/1.png" data-original-width="360" data-original-height="494" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-_C1-4Ve6ceaKZsDUnEDZjBc7-N2Un49b0lqMs-xL2DywHok7g7tOjfoCGOfMHcQsnN8qEMl3SToMq4zOZpulnZWClgTmPdE3o0xmTTmbhtGt431GKf7PJuAQ3Qg3N2W2IzY3/s1600/2.png" data-original-width="364" data-original-height="467" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaVWiCWeOvZqkXdKIC6d6KB1x_UsNEqpXdmf-tI3HrGpv9FSoZeGEM297GK2lxXhtaJGf0OiAkrLJn4ri5INE9mEFVIwPilzejz5FKcaX1mlSPtbBW8sECKxlyVaqI1ch75_TF/s1600/3.png" data-original-width="364" data-original-height="467" /></div><br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-10074118379865783662018-05-27T17:45:00.001+03:002018-05-29T17:10:07.492+03:00TurkNet'e Geçiş Hikayem<div class="separator" style="clear: both; text-align: center; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_hCY2d5Bdh0pkyqav-NZYt9tGr-PWtAxWBWWASONtIVeoVyxMV1AlIX40aF1PwmVTMASdEtpaIiIqXHAOlcSuE7iW_ckhLyPdJcfSSrgOhiMIrt8QJ9aPYaQzPO1xJ3hZd9qp/s600/turknet.png" width="600" height="188" data-original-width="1064" data-original-height="332" /></div><br />
Yaklaşık bir hafta önce TurkNet'e geçiş yaptım ve bu süreç öncesi ve sonrası yaşadıklarımı kısaca özetleyeceğim.<br />
<br />
Mart 2003'te evimize gelen bilgisayar ile başladı bu macera. Daha öncesinde o zamanlar oldukça popüler olan <b>internet kafeler</b>de oyun oynar, bilgisayarı öğrenme açlığımı da PCnet ve Donanımhaber forumlarında giderirdim. 2007 yılının yine başlarında ADSL ile tanıştık. Bu zamana kadar 56K modem bağlantısı ile internete ara sıra evden bağlandığım olmuştu. Hem çok yavaş hem de kullandığın kadarı faturaya yüklü bir miktarda yansıyordu; İtiraf ediyorum evdekilerin haberi olmadan bağlanıyordum :)<br />
<br />
ADSL paketimiz aylık 4GB kotalı ve hızı 256 Kbps idi. Bugün ortalama 8 Mbps hıza sahip birine göre 32 kat yavaş bir internet bağlantısı ve üstelik 4 GB kota bittiğinde de kullanılan her MB faturaya yansıyordu. Yani AKN diye bir şey de yoktu. Sonrasında en düşük hızın 1 Mbps'a yükseltildiğinde ülkede yaşanan sevinç görmeye değerdi :) Lafı daha fazla uzatmadan TurkNet'e geçiş sürecini anlatayım.<br />
<a name='more'></a><br />
<div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhslO5cw8j5prbqLiOVkiHqZz_z2ZsCt9HWcySKIYDLFC2ONEePQeqFbXY1I9ggifjllYuI9DTBk4ugzVKbHjS8ukxFmUPdMLxPh31JRy6N2vZnAJ6qthKIDcT5P_R5QlpZekd-/s400/turknet-hiz.jpg" width="284" height="400" data-original-width="728" data-original-height="1024" /></div>Soldaki hız testine ait sonuçtan da görüleceği üzere aradan geçen 11 yılın ardından 35 Mbps (ortalama 30 Mbps) hızla internete bağlanıyorum. Üstelik bu hıza kavuşalı daha 1 hafta oldu. TurkNet olmasaydı daha yıllarca 10 Mbps indirme ve 0.5 Mbps yükleme hızına mahkum kalacaktım. Neyse ki TurkNet'i <a href="https://teknoseyir.com/turknet-ile-aknsiz-internet-donemi" target="_blank">teknoseyir'deki bir video</a> ile tanıdım ve TurkNet'e geçmeye o gün karar verdim. Türkiye'nin en yaygın operatörü ile taahhütüm olduğu için de mecburen beklemeye başladım. Bekledim, bekledim ve taahhütün bitmesine 2 ay kala TurkNet'e geçtim. Taahhütü bozduğum için kesilecek cayma bedelinin maksimum 120 TL'sine kadarını da TurkNet sizin için 20 TL * 6 ay olacak şekilde faturadan düşüyor.<br />
<br />
TurkNet onlarca farklı tarife sunmak yerine tek bir avantajlı tarifeyi herkese sunarak hem akıl karışıklığının önüne geçiyor hem de ne ödeyip nasıl bir hizmet alacağınıza emin olabiliyorsunuz. Taahhüt yapmadan, kendi alt yapıları olan yerde 100 Mbps'ye kadar olmayan yerde ise 35 Mbps'ye kadar kotasız / AKN siz interneti 65 TL'ye sunuyorlar. Üstelik bu fiyata 1000 dakika mobil, yurt içi ve dışı dahil olmak üzere her yöne bedava telefon görüşmesi dahil. Kendi altyapıları olmayan yerlerde de 35 Mbps'a kadar hız sunuyorlar.<br />
<br />
<h2>Geçiş Süreci</h2><br />
<ol><li>İlk olarak bulunduğunuz alt yapının size sunabileceği maksimum hızı öğrenmek için <a href="https://turk.net/kotasiz-vdsl-hizinda-internet/" target="_blank">buraya tıklayın</a>. Adres yazmakla hiç uğraşmadan internet hizmeti almak istediğiniz adresteki ev telefonu mumaranızı yazın ve sorgulama yapın. Sonuç olarak altyapınız VDSL destekliyorsa 35 Mbps hıza kadar internet kullanabilirsiniz.</li>
<li>TurkNet'e geçiş yapmaya karar verdiyseniz benden davetiye kodu alarak başvuru yaparsanız hem siz hem de ben 1 ay bedava kullanım hakkına sahip oluyoruz. <a href="https://turk.net/p/BBS42ND78HPN/" target="_blank">Bu bağlantıya tıklayarak</a> otomatik olarak davet kodu ile başvuru yapabilirsiniz. Kayıt esnasında VDSL modeminiz yoksa piyasada 300 - 350 TL olan <a href="https://turk.net/modem/asus-dsl-ac51/" target="_blank">ASUS DSL AC-51</a> modemi de 199 TL'ye almanızı tavsiye ederim. Mevcutta bir çoğumuzun modemi VDSL desteklemiyor. Modeminizin VDSL destekleyip desteklemediğini internetten mutlaka araştırın. Desteklemiyorsa, başvuru sırasında modem almak için gerekli onay kutusunu işaretlemenizi öneririm. Ben de buradan satın aldım ve 1 gün sonra eve kargo ile geldi.</li>
<li>Kayıt işlemini yaptıktan sonra size imzalamanız için bazı evrakları e-posta ile gönderecekler. Bu evrakları yazıcıdan yazdırıp imzaladıktan sonra A4 boyutundaki evrak zarfına koyup <u>ücretsiz</u> bir şekilde MNG kargo ile TurkNet'e kargolamanız yeterli. Üstelik nasıl bir işlem yapacağınızı adım adım anlatan bir sayfa da yer alıyor. İnanın çok basit bir işlem. Bundan sonraki tüm süreci TurkNet Online İşlemler sayfasından takip edebilirsiniz. </li>
<li>Evraklarınız TurkNet'e ulaştıktan sonra sözlü onayınızı almak için de sizi arayacaklar. Aradıklarında size ulaşamazlarsa endişe etmeyin, tekrar sizi arayacaklar. Sözlü onaydan sonra genelde 3 iş günü içersinde geçiş işleminiz tamamlanıyor. Hali hazıra zaten bir ev telefonu ve internet bağlantınız olduğu için eve gelip bir kurulum işlemi yapılmıyor.</li>
<li>Benim kayıt sürecim Pazartesi günü başlayıp Cuma akşamına bitmişti. Cuma akşamı eve geldiğimde aldığım maksimum hızın 15 Mbps olduğunu görünce hattımın hala ADSL olduğunu anladım ve TurkNet'e Online İşlemler üzerinden destek kaydı bıraktım. Ertesi gün müşteri hizmetleri tarafından arandım ve internet hattımın VDSL'e geçirildiğini gördüm. Yani bazı başvurularda sizi ADSL hat olarak tanımlamış olabiliyorlar. Böyle bir durumda hemen başvurunuzu yapın ve geçişinizi talep edin.</li>
</ol><br />
<h2>Notlar</h2><br />
<ul><li>Geçiş süreci boyunca adım adım hem SMS hem de e-posta ile bilgilendirileceksiniz. Aynı zamanda TurkNet Online İşlemler sayfanızdan da süreci takip edebilirsiniz.</li>
<li>7/24 canlı olarak bağlanabileceğiniz bir müşteri hizmetleri yetkilisi bulamamayacaksınız, zira TurkNet bu kadar uygun fiyata hizmeti sunmak için bazı operasyonlarını online başvuruya kaydırarak tasarruf sağlıyor. Genelde online işlemler sayfanızdaki "yeni destek kaydı oluştur" sayfasından probleminizi yazınca 1-2 gün içinde dönüş sağlıyorlar. Ayrıca twitter hesaplarından da probleminizi yazmanızı öneririm. Hızlıca geri dönüş yapıyorlar.</li>
<li>Geçiş yapmadan önce hattınızın gerçekten de VDSL desteklediğinden emin olmak için mevcut opratörünüzü arayıp teyit alabilirsiniz, ben öyle yaptım. Tabi eski opratörüm VDSL hizmetini AKN li bir şekilde akıl almaz fiyatlara sunduğu için hemen telefonu kapatacaksınız.</li>
<li>TurkNet'in televizyonda reklamı bildiğim kadarıyla yok. Mümkün olduğunca reklam bütçesini de kısıtlı tutuyorlar ki fiyatlar gereksiz yere şişmesin.</li>
<li><b>Geçiş başvurusu yapmadan önce benden davetiye kodu alarak başvuru yaparsanız hem siz hem de ben 1 ay bedava kullanım hakkına sahip oluyoruz. <a href="https://turk.net/p/BBS42ND78HPN/" target="_blank">Bu bağlantıya tıklayarak</a> otomatik olarak davet kodu ile başvuru yapabilirsiniz.</b></li>
<li>Her hizmette olduğu gibi TurkNet'e geçiş sürecinde de sorun yaşamış insanlar var. Ancak ben keyifli bir geçiş süreci yaşadım. Umarım bu yazıyı okuyup geçmeye karar verenler de sorunsuz geçiş yapar.</li>
</ul>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-40764480159926183082018-05-27T15:59:00.002+03:002018-05-27T17:56:26.987+03:0011 Yıl Önce Başlamıştık<div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVntPeRwpmClG1IbLSsXOJUqJagWizvElr-Ce6UwSIRdPi3GAgPhURko_5J6_TLlNsE-jrtpJJV9vo2ZloqLmypyTp8WrKRuC0iMsWbWemq4516z-y_mJxMTEBw5JtgKjOnCqR/s320/blog.jpg" width="320" height="261" data-original-width="1200" data-original-height="980" /></div><i><a href="http://www.mafiamax.com/2007/04/uzun-sredir-bir-ok-insan-gibi-bende.html" target="_blank">Blog Tutmaya Başlayanlar Arasına Bir Nefer Daha Eklendi...</a></i> demem üzerinden 11 yıl geçmiş. Üniversite öğrencisi iken okulun bilgisayar laboratuvarında Blogger üzerinden mafiamax.blogspot.com adresini aldığım zaman dün gibi gözlerimin önünde. Kayıt olurken ne yapacağımı bile bilmiyordum üstelik...<br />
<br />
Evimize 256 Kbps ADSL geldiğinde nasıl da mutlu olmuştum anlatamam. Üstelik aylık 4 GB kota sınırı vardı ve bu kota aşıldıktan sonra kullanılan her MB ayrıca faturaya yansıyordu. Şimdiki gibi AKN yoktu. Evde 3 kardeş interneti sadece zaruri amaçlar için kullanırdık. ADSL'nin gelmesi ile bendeki yeni şeyler öğrenme ve yazı yazma aşkı alevlenmiş, ayda 20-30 adet yazı yazmaya başlamıştım. Bugün, bloguma baktığımda en son yazımı 10 ay önce yine yaş günümüzü kutlamak için yazdığımı görünce içimi kaplayan hüznü ve geçmişe duyduğum özlemi anlatamam. <br />
<br />
Geçen yılları geri getirmek mümkün değil. Ama bu bloga bakarak o günleri net bir şekilde hatırlayabildiğim için mutluyum. İyi ki bu blogu hayata geçirmiş ve tarihe notlar bırakmışım.<br />
<br />
Bugüne kadar beni yalnız bırakmayan ve buraya yorumları ile değer katan tüm ziyaretçilerime teşekkür ederim.<br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-20250175483783009902017-06-17T18:47:00.002+03:002017-07-23T06:43:56.341+03:0010 Yılı Devirdik<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" img style="clear: left; float: left; margin: 10px;" data-original-height="394" data-original-width="264" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo5uD-bXxxEFK3pbEcxXgYqxXPAMwManE9bV1WFOnMJ_ayW6GoL6wzojO429zbLesiG6KbUib6f1ocmKrdrsfioAuomkgVnZpZdXLLUAoQNTJlvBE4omYdjzywNtV_yEXRwyL0/s1600/twitter.png" /></div><a href="http://www.mafiamax.com/2008/04/koca-bir-seneyi-geride-biraktik.html" title="Koca Bir Seneyi Geride Bıraktık" target="_blank">1</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2009/04/2-olduk.html" title="2 Olduk" target="_blank">2</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2010/05/3-olduk.html" title="3 Olduk" target="_blank">3</a>, 4 (bu yaş günü kutlamayı unuttuk!), <a href="http://www.mafiamax.com/2012/04/5-yil-geride-kaldi.html" title="http://www.mafiamax.com/2012/04/5-yil-geride-kaldi.html" target="_blank">5</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2013/05/blog-7-yasindan-gun-almis.html" target="_blank">6</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2014/05/7-yl-birlikte-geride-biraktik.html" target="_blank" title="7 Yılı Birlikte Geride Bıraktık">7</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2015/05/8-yil-geride-kaldi.html" target="_blank" title="8 Yıl Geride Kaldı">8</a>, 9 (sağlık sorunlarım nedeniyle bu yaş gününü de kutlamadım!) derken tam 10 yıl geride kaldı. Çocuğunuzun yaş günün kutlamak gibi. Büyüdükçe elinizden kayıp gidiyor. Daha az iletişim kurup daha az ilgilenebiliyorsunuz. Geçmişi özlüyorsunuz...<br />
<br />
Facebook, twitter, instagram gibi sitelerden önce insanların kitlelere ulaşması kolay değildi. 2008 yılında twitter hesabımı açtığımda hükümetlerin yıkılmasında bile kullanılabilecek bir araç olacağını kim bilebilirdi ki!<br />
<br />
İnsanların büyük çapta kitlelere ulaşıp etkileşime geçmesi blog altyapısı ile oluştu. Forum siteleri çok daha önceden olmasına rağmen blog gibi kişisel bir alana sahip olmak farklıydı. Bu konuda Türkiye'nin o zaman en popüler olan blog yazarları ile röportaj gerçekleştirip <a href="http://www.mafiamax.com/2007/09/blogkurenin-karari-forumlar-bloglarin.html" target="_blank">Blogküre'nin Kararı: Forumlar Blogların Gölgesinde Kaldı</a> başlıklı yazımı yayınlamıştım.<br />
<a name='more'></a><br />
İnternette var olma sürecim 2004 yılında PCnet forumuna kayıt olmamla başladı. 2003 yılında evimize bilgisayar alan babam PCnet dergisini de getirmişti. PCnet forumunu bu şekilde öğrenmiştim. Derginin 100. sayısı olmak üzere bir çok sayısı hala kütüphanemde yer alır. Genişbant internetin yaygın olmadığı bir zamanda, 56k modem ile internette gezmek gerçekten lükstü. Bu nedenle işimi hızlıca tamamlayıp fişi çekerdim. Araba kilometre sayacı artmasın diye geri viteste kullanmak gibi bir şeydi :) O zamanlar bilgisayar donanımına deli gibi meraklıydım ve bir çok şey öğrenip bir çok şey paylaşıyordum. Sonrasında 2007 yılında bu blogu kurdum ve yıllar su gibi akıp geçti.<br />
<br />
Şimdi ara ara yazmaya devam etsem de ne yazık ki bir çok blog yazarı köşesine çekildi. Çoğu da kepenkleri indirdi. Sağolsun bazı blog yazarları o günleri tekrar hatırlatacak şekilde Türkiye'nin en eski bloglarını listelemiş.<br />
<br />
<a href="http://www.sinerjik.org/2009/07/en-eski-yasli-turk-bloglari/" target="_blank">Sinerjik.org</a>'da Furkan bu listeyi hazırladığında henüz 2 yıllık bir blog yazarıydım. O listede olan bir çok blogu ben de takip ediyordum. Şimdi listeden kalanlar güzel birer hatıra...<br />
<br />
Ardından çok daha büyük bir çalışma <a href="http://www.evrengunlugu.net/en-eski-bloglar/" target="_blank">evreningunlugu.net</a>'te yayınlandı. Liste hala güncelleniyor ve o listede de olmak sevindirici. Liste sürekli güncellendiği için 6 aydan uzun süredir güncellenmeyen blogların üstü çiziliyor. Ve gelin görün ki o listede ben de varım :( Listenin en vurucu yanı, çok çok popüler olan bir çok blogun aynı kaderi paylaştığını görmekti.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsNZ6m9rS-5r9zgpFsp8_hWz9kVymLp6xmFHzi1MUTk8by-heTp0F5Pa7g9gyYIoVwvoACwWQvGnOKY3v1xEmCZV4i86lciJsNCFivk12AR_7bBrvZVlsQUmlo5ZPEpK8CkK3n/s1600/EVREN-L%25C4%25B0STE.png" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="" border="0" data-original-height="415" data-original-width="693" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsNZ6m9rS-5r9zgpFsp8_hWz9kVymLp6xmFHzi1MUTk8by-heTp0F5Pa7g9gyYIoVwvoACwWQvGnOKY3v1xEmCZV4i86lciJsNCFivk12AR_7bBrvZVlsQUmlo5ZPEpK8CkK3n/s1600/EVREN-L%25C4%25B0STE.png" title="evreningunlugu.net blog listesi" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br />
</td></tr>
</tbody></table>Dile kolay tam 10 yıl bitmiş. Bu blogun ilk tohumlarını üniversitenin bilgisayar laboratuvarında atmıştım. Dün gibi aklımda, MaFiAMaX Blog! ismine karar verişim. Yıllarca sır gibi sakladığım bir bilgiyi paylaşmanın vakti de geldi :) O zamanlar oynadığım en iyi iki oyun olan <a href="http://www.mafiamax.com/2007/08/efsane-oyun-mafiann-devam-geliyor.html" title="Efsane Oyun Mafia'nın Devamı Geliyor" target="_blank">Mafia</a> ve <a href="http://www.mafiamax.com/2011/09/max-payne-geri-donuyor.html" title="Max Payne Geri Dönüyor" target="_blank">Max Payne</a> video oyunlarının isimlerini birleştirerek MaFiAMaX ismini kullanmaya başladım.<br />
<br />
Bakalım daha kaç yıl buralarda yazmaya devem edeceğim. Eğer birileri okuyorsa yorum yazarak güç verebilirsiniz...MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-73117246057991649442017-05-28T19:34:00.000+03:002017-05-29T08:08:17.048+03:00Office Background Task Handler Registration Sorunu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" img style="clear: left; float: left; margin: 5px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOEGQ4Y401MFFIGVeSZF3eI-mOHuBY5dIZElBYZhuIrmd7dMUJKcitucgy7DUYZGQY0PTXCrj1-V9QlTnfx-0jjMEz3umTHZ2SzEwFLgj60Boni2Unk9xFauGPNu6fE9UozADi/s1600/cmd-dos-komutu-logo.jpg" data-original-width="207" data-original-height="206" /></div>Büyük ihtimalle başlıktaki uygulama ile daha önce hiç karşılaşmadınız. Microsoft Office yazılımın arka plan uygulamalarından biri. Benim dikkatimi çekmesinin nedeni ise saatte bir Windows Komut İstemi (CMD) panelini çok çok kısa süreliğine ekrana getirip tekrar kaybolması oldu. O kadar hızlı açılıp kapanıyor ki komut satırında ne yazdığını göremiyorsunuz. <a href="https://www.symantec.com/security_response/writeup.jsp?docid=2017-051310-3522-99" target="_blank" title="Ransom WannaCry">#wannacry</a> virüsünün dünyayı tehdit ettiği bir dönemde virüs bulaştığını düşünmeye başlamıştım. İnternette araştırma yaptım ama elle tutulur bir cevap bulamadım. Çoğu yorumda <i>"virüs olabilir, format at"</i> tavsiyesi var. Üstelik bu yorumları Amerikalılar yapıyor, bu tavsiye bize has sanırdım :) Yılmadım ve bakın nasıl buldum... <br />
<a name='more'></a><br />
Az önce, video izlerken yine aynı durum ile karşılaşınca Windows Görev Zamanlayıcı uygulamasını kontrol etmeye karar verdim. Zamanlanmış uygulamalar tek tek bakarken, en son çalışma zamanlarını kontrol ettim ve <b>#OfficeBackgroundTaskHandlerRegistration.exe</b> uygulamasının çalıştığını gördüm. Emin olmak için elle tekrardan çalıştırdım ve aynen daha önce olduğu gibi CMD ekranı çok hızlı bir şekilde başlayıp kapandı. Böylece, suçludan emin oldum :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoxHnfViF5zo6CXUU8cd2JXvoZbOCr8RfhN56GhPGz0qdVt-2QGnj_YRqGLPxKyFNWkQbPdPzOc28rH8gWs8Gsgr5-sTHyFSHT1BkNuuVIkQ7aMeY8Te9aj2-cOQomN96yB8-U/s1600/OfficeBackgroundTaskHandlerRegistration.png" width="90%" /></div><br />
İnternette yaptığım araştırma sonucu, bu uygulama ile aynı sorunu yaşayan yüzlerce kişi var. Sayı çok daha fazladır ama fark edip dillendiren kişi sayısı az. Microsoft forumlarında da dile <a href="https://answers.microsoft.com/en-us/msoffice/forum/msoffice_officeinsider-mso_win10/officebackgroundtaskhandlerregistration-flashes-a/2600497e-78e4-41a1-9040-461cd2c3ea13" target="_blank">getirilmiş</a>. Sorunu bir güncelleme ile çözeceklerdir ama ben görev özelliklerine girip bilgisayar boştayken çalışması için ayarlarını değiştirdim.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizeFdxU96uU-68WnGHKXAp4m4hxxP9Hj9bPfk5lQkWALyx5Af_euuh_GI_MQ5S1g40o2tv0CsMPTTlWuQ-XY5w9yK8w9y9zSkxWWkTBen6SZunJljqMA388GvtBpsf41XfJ1tJ/s800/OfficeBackgroundTaskHandlerRegistration2.png" /></div><br />
<div class="warning">İşletim sisteminin veya diğer yazılımların zamanlanmış görev ayarlarını değiştirmek işletim sisteminin veya yazılımların düzgün çalışmamasına neden olabilir.</div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-82073680544328153792017-01-22T13:13:00.000+03:002017-01-22T13:30:48.576+03:00Recuva ile Silinmiş Dosyaları Kurtarın<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnP3s3RAYw9FEHfbqySbukFEXovuA85OQOYi8mX45EmN7GL0WfSArruq2YdVtlfcAZYn4ueaYQwQ4jAg0Rbo5KiatJeLlamZWlxQjmiS_gvqUp9XC3ndfu6x87hlizdBfgSrQl/s1600/recuva.png" /></div>Dosya boyutlarının artması ve günlük hayatta yapılan bir çok işin dijital hale gelmesi sebebiyle verilerin saklanması ve korunması günümüzde en önemli problemlerden biri haline geldi. Öyle ki bu hizmeti kurumsal ölçekte veren büyük ölçekli şirketler bile var. Bu yazımda sabah başıma gelen olayı sizlerle paylaşıp deneyimlerimi anlatacağım.<br />
<br />
Yıllardır iş ve kişisel verilerimi aynı HDD'e yedekliyordum. Geçen hafta <a href="http://www.mafiamax.com/2017/01/bilgisayarinizi-hayata-dondurun.html" target="_blank" title="Bilgisayarınızı Hayata Döndürün">dizüstü bilgisayarımdan çıkan</a> sabit HDD'yi taşınabilir HDD olarak kullanmak için <a href="http://urun.n11.com/dvd-ve-hdd-kasalari/25-sata-hdd-harddisk-kutu-aliminyum-govde-harici-hdd-kutu-P138067444" target="_blank" title="2.5 Sata HDD Harddisk Kutu Aliminyum Gövde ">kutu</a> aldım ve kişisel dosyalarımı buraya yedekledim. Dosyaları taşıdıktan sonra, eski HDD'teki kopyalarını sildim.<br />
<br />
Bu sabah, bazı dosyalarımın kopyalanmadığını gördüğümde kurtarma operasyonu başlattım ve 15 dakikada 5 GB silinmiş dosyayı geri getirdim. <br />
<br />
<div class="warning">HDD'lerden aslında hiç bir dosya silinmez. Yeni bir şey yazdıkça silinmiş dosyalar üzerine yazılır. Silme işlemi gerçekleştikten sonra, çok fazla yazma işlemi gerçekleştirilmiş bir HDD'den veri kurtarmak zorlaşır. Bir süre sonra imkansız hale gelebilir. Kurtarma işlemini gerçekleştirdiğim HDD'e yeni veri yazmadığım için sildiğim dosyaları kurtarmam kolay oldu. </div><br />
<h2>Operasyon Başlasın</h2><br />
Daha önce de veri kurtarma işlemi gerçekleştirdiğim için bir çok yazılımı denedim. Veri kurtarma işlemi yapan bir çok ücretli ve ücretsiz yazılım var. Ücretsiz olanların çoğu dosya boyut sınırı getiriyor ve işleminiz yarıda kalıyor. Yazılım ile yüklenen reklamlar da cabası. Kullandıklarım arasında en iyisi <a href="https://www.piriform.com/recuva" target="_balnk" title="Recuva">Recuva</a>. CCleaner yazılımını bir çok kişi biliyordur, bu yazılım da aynı şirkete ait. Kurulurken, Google arama motorunu varsayılan olarak kurmak isteyip istemediğiniz sorması dışında kesinlikle ekstra bir şey yüklenmesini talep etmiyor. Yazılımı açtığınızda <b>Kurtama Sihirbazı</b> ile hızlıca hangi dosya türünü ve nerede arama yapacağınızı soruyor ve aramaya başlıyor...<br />
<a name='more'></a><br />
<ul><li><b>Ayarlar(options)</b> menüsüne girip dil seçeneğini Türkçe yapabilirsiniz.</li>
<li>Arama işlemi 1 TB HDD için 10 dakika bile sürmedi. Silinmiş tüm dosyalar listelendikten sonra istediğiniz dosyayı seçip kurtarma işlemini gerçekleştirebilirsiniz.</li>
<li>İstediğiniz dosya listelenmediyse, <b>ayarlar</b> menüsüne girip <b>eylemler</b> sekmesinde yer alan "Derinlemesine Tarama" seçeneğini seçip tekrar arama yapın.<br />
<li>Arama işlemi bittikten sonra, binlerce silinmiş dosya içerisinde kaybolmamak için arama kutusunu kullanabilirsiniz. Belli bir klasörü kurtarmak istiyorsanız, arama kutusuna o klasörün yolunu yazın.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center; margin: 10px; 0;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI09z9QZn6JfhFrszALEh4rfVYnqPca8SfBDNS02a4VQcIO6iu5yxu8aKNe8Ug6vWc9yQ2Wa-wIuIeEoyDAAB4EatwUEzDc1BLBE0RfPL1vaXkqZ1hUy2TGBpWiVE7JispMBQJ/s600/3.png"/></div></li><br />
<br />
<li>Herhangi bir dosyaya sağ tuş ile tıklayıp "Klasörü parlat" seçeneğine gelirseniz, o dosya ile aynı klasörde olan diğer dosyaları tek seferde seçebilirsiniz. Böylece belli bir grup dosyayı tek tek aramak yerine hızlıca kurtarabilirsiniz. <div class="separator" style="clear: both; text-align: center; margin: 10px; 0;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpyob5W0B_HI4RcqibmpdTgMrVrLnritK1I2gBoURl9KgjlhTjt6bWVwLrbVjiGXerR9zvM78rj7G85G81AVqT8isdighBHWPEoXK5tNe41y2PnkfRs8d5JUIGLUy6TEHJ4lbc/s600/8.png"/></div></li><br />
<br />
<li>Tüm dosyaların klasör yapılarını da koruyarak kurtarmak için, <b>ayarlar</b> menüsüne girip <b>eylemler</b> sekmesine tıklayın ve "Klasör yapısını geri yükle" seçeneğini aktif etmelisiniz. Yoksa tüm dosyalarınız aynı klasörde olacak şekilde kurtarma işlem gerçekleşiyor.</li><br />
<br />
</ul><h2>Sonuç</h2>Hem ücretsiz hem hızlı hem de başarılı bir kurtarma yazılımı. Umarım ihtiyaç duymazsınız ama gerektiğinde mutlaka denemelisiniz. <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfolvb9ZYPtoMuZljbWVut88UnhaALW8fXVSff7WMmysOh0aCQ0srMELNAfUZB1tQVBi7Rmap47gRkzITUAenjZlB3s-71QfC0ZXwJcsrkvTHVhxkejDWN0fHvOEE2t99JqTS-/s1600/5.png" /></div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-20940054262341805182017-01-01T14:04:00.000+03:002018-11-18T11:45:26.282+03:00Bilgisayarınızı Hayata DöndürünYeni, yine, yeniden...<br />
<br />
Bu slogan ile sizlere seslenmeyeli o kadar uzun bir zaman oldu ki! Hala yaşadığımdan emin olmanız için 2009 Mart ayından bu yana kullandığım dizüstü bilgisayarımı hayata döndürme operasyonunu anlatmak istiyorum. <br />
<br />
Casper CN-VTP 8600A model (daha çok bilinen adıyla <a href="https://www.google.com.tr/?gws_rd=ssl#q=casper+tw8" target="_blank">Casper TW8</a>) bilgisayarımı 1700 TL fiyata satın almıştım. 2009 yılın orta-üst düzey donanım bileşenlerine sahip olan bu bilgisayarda nice projeler geliştirip ne oyunlar oynadım :) Her ne kadar şimdi Casper markası daha az ön yargı ile karşılaşsa da 2009 yılında Casper dizüstü almak kimilerine aptalca gelmişti. Aynı donanıma daha fazla para vermek yerine bu bilgisayarı almıştım. Verdiğim karardan hiç pişman olmadım, Allah'a şükür hiç servis yüzü görmedim.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGS4wDAz-afnhbOuezNg00Dw4bXP_O2E7STiWcoJcKvwN2xSLJTHy1vODiEuPWPz5Lj6p5ezE08cFkGd38ZoHJ2Qnxg6LJQrDhdSSyNp_nMBVah4x-a801n3OdoFQbT_2deaTb/s1600/casper_tw8.jpg" /></div><br />
<br />
<b>Donanım Özellikleri</b><br />
<br />
İşlemci: Intel Core 2 Duo P8600<br />
Ekran kartı: Nvidia 9600M GS grafik işlemci - 128 bit, 512 MB DDR2<br />
RAM: 4 GB DDR2<br />
<br />
Bilgisayarımı son bir yıldır sadece film seyretmek için kullanıyorum. Film izlerken bile fan devrinin maksimum seviyede olması ve bir kaç defa da aniden kapanmasından şüphelenmiştim ama işimi gördüğü için pek üstünde durmamıştım. Geçen hafta uzun bir aradan sonra oyun oynamaya karar verip bir hevesle oyuna başladım ama 5 dakika sonra FPS değerinin saniyede 2-3 kareye düşmesi ile birlikte sıcaklık sorunu kendini belli etmiş oldu. Klavyenin işlemci ve ekran kartının denk geldiği kısımda elimi tutamaz oldum. Sıcaklık değerine baktığımda ise 95 santigrat dereceyi gördüğümde yangın söndürücü aradım desem abartı olmaz.<br />
<br />
Eskiden masaüstü bilgisayarımı sürekli temizler, termal macununu yeniler donanım bileşenlerini yükseltirdim. Çevremdeki bir çok insanın da bilgisayarını toplamıştım. Bilgisayar ile uğraşmanın verdiği o zevki unutmuşum, ve yeniden hatırlamanın vaktinin geldiğini düşünerek araştırmaya başladım...<br />
<a name='more'></a><br />
<div class="warning">Deneyiminiz yoksa dizüstü bilgisayarınızı açmayın. Eğer bu işlemi yapacaksanız, güç kaynağından çıkarıp, sökülebiliyorsa pilini çıkarmayı unutmayın.</div><br />
<h2>Operasyon Başlasın</h2><ol><li>Operasyona başlamadan önce ön bir araştırma yapıp gerekli alet ve malzemeniz olduğundan emin olun. Ben hazır elim değmişken <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/Kat%C4%B1_hal_s%C3%BCr%C3%BCc%C3%BC" target="_blank">SSD</a> takmaya da karar verdim. Eski bir dizüstü bilgisayara yapabileceğiniz en iyi donanım güncellemesi HDD yerine SSD takmak olur. Tabi bilgisayarınızın SATA arayüzü ile sabit diskten haberleşmesi gerekiyor. Benim bilgisayarım SATA 2 arayüzünü destekliyor. Yani SATA 3''ün bant genişliğinin yarısı. Bu nedenle kullanacağım SSD'nin maksimum hızının ancak yarısını kullanabileceğim. Tabi bu hız bile HDD'nin 10 katı olduğu için çok fark ediliyor. Aşağıdaki fotoğrafta satın almış olduğum <a href="http://www.vatanbilgisayar.com/corsair-120gb-force-le-sata-3-0-ssd-560mb-okuma-530mb-yazma-.html" target="_blank">Corsair Force LE 120 GB SSD</a>, <a href="https://www.bauhaus.com.tr/stanley-1-66-039-6-parca-saatci-tornavida-takimi?_sgm_campaign=scn_5907146d543ea000&_sgm_source=11040065&_sgm_action=click" target="_blank">STANLEY tornavida takımı ve </a><a href="http://www.vatanbilgisayar.com/xigmatek-powerful-thermal-macun.html" target="_blank">XIGMATEK termal macun</a> alarak işe başladım.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhviozIYv8BjNGztGdntf5x7z9LSeRzxawxR4tUwXgergB26XoduhAP4x5wROMUGdCcCh_Ga_Rmhi1xnvknBaWVsS6RhRs2lxmR8PnlRDtNPMKX8jFEK9itDPfefjtnMoqijoOQ/s600/IMG_0329.JPG" /></div></li>
<li>Bilgisayar bileşenlerinin değiştirilebilir olup olmadığını araştırmanızı tavsiye ederim. Bazı üreticilerin kasa tasarımından dolayı bileşenlerine müdehale etmek için tüm bilgisayarı parçalarına ayırmanız gerekebiliyor. Böyle bir durumda tecrübesiz biriyseniz bilgisayarı büyük ihtimalle eski haline getiremezsiniz. Benim bilgisayarımda arkada 3 farklı kapak var ve her kapak ile belli bir grup donanıma ulaşabiliyorsunuz. Aşağıdaki fotoğrafta, RAM, işlemci, anakart chipseti ve henüz üzerindeki soğutucusu çıkmamış ekran kartını görüyorsunuz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQ4PLlgPncqa2u-JU7qJ8XuE4HGVcdJ-_UnklRYTiRn_3_joL-YYYDJM7JbCIs0h4_YA4f6TifIelXXY_XmK7vcibZH60MvC1bQUF5Xiamj6RlGrKIF3fijLkzAdzVUa67jeYt/s600/IMG_0325.JPG" /></div></li>
<li>Temizlik başlasın! İşlemcii işlemci güç devrelerini ve anakart chipsetini soğutan ve fan ile bütünleşik olan ilk soğutucu bloğu çıkardığımda termal macundan eser kalmamış sıcaklıktan kavrulmuştu. Dile kolay tam 95 santigrat dereceyi gördü.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOLj8H8W0cMsGf0lRgBZ5PIqmj5Qi_MPj-ZjukQBj9kV5BR0lKXuKTC-9I57IYez21ue9NiF5VtBpols0t3LtXtNB2yrMW1uPMFPe3lOAh3oxw74deMfC8uikHKgxzt9-ZQRZ8/s1600/islemci.png" /></div><br />
<br />
Fan vidalarını çıkarıp, soğutucu bloğa bağlandığı siyah filmi sökünce tüm pislik ortaya çıktı. Aşağıda temizlenmiş halini görüyorsunuz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjffMF_ZcTYiXbw69c3k8W1FD5xwGp8FHfuMzC_3IJW7r3Xk9q06GVViJ2Av5rOD5Cl1n9HrhQuc_4vqGDsVimHiPZoU8pkz-GvdhRc7ImGDkxomb28IZngNui9KkbafA1R1slk/s600/IMG_0326.JPG" /></div></li>
<li>Aşağıdaki fotoğrafta, ekran kartını soğutan ikinci bloğunu görüyorsunuz. Ekran kartının neden soğumadığı belli oluyor. Kullanmadığınız bir diş fırçası ile tozları aldıktan sonra, yaprakların arasındaki tozları da çıkarmak için basınçla hava üfleyebilirsiniz. Ben balkona çıkıp bu şekilde temizledim :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhT4i3sotPNX5CHaytFlPi6v6DAjoVteM4Y9u8jQj0AfpKZWlkxzZQHWjqFdIqrX37f9mG4qhQBFW7MVG5BwDL_mggYo1AJ1DJkSw6pfTeqU4VToquL9poonhg1QaSFNqMB9kiT/s600/IMG_0328.JPG" /></div></li>
<li>Merkezi ile grafik işlemcinin ve soğutucu blokların yüzeyindeki kurumuş termal macunu hafif nemli bir bez ile temizledikten sonra kurutup yeni termal macunu uygulayabilirsiniz. Termal macunu sürmek genelde o kadar abartılır ki okulunu okumak zorundaymışsınız gibi anlatılır. Kafada büyütmeye gerek yok. İşlemcinin ortasına pirinç tanesi kadar sürüp ince bir tabaka oluşturacak şekilde macunu yaymanız yeterli. Termal macun ile verilen spatula veya ucu bozulmamış bir kredi kartı benzeri plastik kart bu iş için elverişli aletlerdir. Aşağıdaki fotoğrafta temizlik sonrası görünüyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYVEO-OZZEY8poWc1K6q1ZiL6_5alglj_jGNuUxeJFl1aIFIzvg__lg4mRyiH0EN0CdGejPdHGtafHBHKDTgQOJ8boqW0Cfs_e9AArX3-i9XRnJiNi-_AGaJaS1x2nSoJ5Rflc/s600/IMG_0335.JPG" /></div></li>
<li>Termal macunu uyguladıktan sonra beklemeden soğutucu blokları ve fanı yerine taktım. İşlemin başarılı olduğundan emin olmak için, oyun açıp 10 dakika kadar oynadım. Sıcaklık değerini kontrol ettiğimde işlemci ve anakart 35 santigrat derece, ekran kartı ise 55 santigrat dereceydi. Sonuçtan emin olunca, kapağı kapadım ve vidaları mutlulukla sıktım :)</li>
<li>Sabit disk yuvası ayrı bir kapakta ve çok kolay değiştirilebilir olduğu için 3 dakika içinde HDD'yi yerinden söküp, SSD'yi kızağına yerleştirip vidaladım. Yedekleme yapmayıp işletim sistemini yeniden kuracağım için HDD'yi klonlamadım. Format atmadan kaldığınız yerden devam edebilmek için <a href="https://www.google.com.tr/?gws_rd=ssl#q=hdd+ssd+aktarma" target="_blank">HDD'yi SSD'ye aktarmanız</a>gerekiyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOUQR3jqVEH_wluB2GwtIbztiTtbZZ8K_zxiPf7gwQBu2EFkAx59hZI2DD1tbf-ujUmFYXUF-IVWrehFo4K_IZVbRogKuE0HG58R3tXrBm2kTsnSk5VEAXk6Zujkp9S5BHagdN/s600/ssd.png" /></div></li>
</ol><br />
<h2>Sonuç</h2><br />
Artık oyun oynadığımda bile ekran kartı sıcaklığı 65 santigrat dereceyi geçmiyor. Oyundan çıkar çıkmaz sıcaklık değeri ve fan devri düşmeye başlıyor. SSD sayesinde Windows ve yazılımların açılma hızı mükemmel hale geliyor. Yeni bir yazılım yüklerken veya oyun yüklemeleri sırasındaki hız artışından çok memnunum. <br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-85089688741405187912016-01-03T16:20:00.000+02:002016-01-03T16:20:27.019+02:00B12 Vitamin Eksikliği - Pernisiyöz Anemi<div class="separator" style="clear: both; text-align: left; float:left; margin:5px;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi67oJr3zI84FzxSUYAmmp2hOYbl-8deafykhmJR33uMAZPA0G2whNWAXYfRqrpSZt177_Ac2YeUNmRauuGnFuiVEVYBUvkwiiNhItJkhSnyNVn4WbOoVhrseLpONDOHAAjeRY7/s320/eisntein.jpg" /></div>"Erkek adamda bu kadar kansızlık (anemi) olması normal değil" demişti yıllar önce doktor. 2003 yılında neredeyse bir seneye yakın bir tedavi görmüştüm. İlk zamanlar demirden gelen pas kokusuna benzer bir tat bırakan garip bir şurup içiyordum. Sonrasında değerler normale dönmediği için, haftada iki defa, damardan serumla verilen bir ilaç kullanmıştım. Dışarıdan bakıldığında kan torbasına benziyordu.<br />
<br />
Yapılan tedaviler sonucu kan değerlerim normale dönmüş ve ben de tedaviyi bırakmıştım. Ancak, tedaviden daha önemli olan sebebini bulmaktı ve biz bunun için uğraşmamıştık.<br />
<br />
Yıllar geçti, ve bende başlayan ani saç dökülmesi sonucu saçların 1/4 nü kaybettim. Genetik diyip her zamanki gibi geçiştirildi. Son bir kaç seneye kadar kendimi iyi hissettiğim için kan tahlili yaptırmamıştım. Sanırım en son 2010 yılında askerden döndüğümde yaptırmıştım.<br />
<br />
Geçen hafta, bir hafta boyunca süren kaşıntı şikayeti sonucu dermotoloji doktoruna gittim. Cildimde hiç bir kabarıklık, kızarıklık olmadığı için karaciğerden şüpheledim ve kan tahlili yaptırmasını istedim. Doktora kalsa kan tahlili yapmayacak kaşıntı ilacı verecekti. Geçen cumartesi aldığımız sonuca göre ciddi derecede B12 vitamin eksikliğim var. Her türlü hayvansal gıdayı da yememe rağmen vücudumda B12 vitamini emilmediği için yediklerim boşa gidiyor. <br />
<br />
B12 vitamini mide ve ince bağırsakta <b>intrinsik faktör</b> olarak adlandırılan bir proteinle birleşmesi gerekiyor. Bazı kişilerin vücutları yeteri kadar intrinsik faktör üretemediği için yeteri kadar B12 vitamini emilmiyor. Bu durumda, <b>pernisiyöz (habis) anemi</b> sorunu çıkıyor. Daha fazla bilgi için interneti araştırabilirsiniz.<br />
<br />
Vitamin ekslikliği önemsiz bir şeymiş gibi geliyor kulağa. Oysa ki hayati öneme sahip alyuvar hücreleri bu vitamin sayesinde üretilebiliyor. Yani, yıllarca normalden az alyuvar ile yaşamışım, saçlarım dökülmüş, depresyona meyletmişim. Bu hastalık olmasa Einstein olacakmışım :) Annem kan tahlili yapmam için ısrarcı olmasa hala haberimiz olmayacaktı. Annem sağolsun.<br />
<br />
B12 vitamini vüdunuz tarafında emilmeyince ömür boyu iğne kullanmak durumunda kalıyorsunuz. Sağlık gerçekten de en önemli şey. Kendinize dikkat edin.<br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-82013678285939097312015-08-30T12:08:00.001+03:002024-03-06T00:07:47.154+03:00The Mentalist<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyKY0mYXGRwSvwx63OBDMk_JZeJ6aH5NuLoVjxWcJbnXeyaUv2N0ujy6P8QAEiqeS9kpRGhFWb5xunsb5Ktsh_YqX7EX-W8bKblvZJiGlYakZne5p_m8tEg7ZJdi2zMjhzueCe/s800/the-mentalist2.jpg" /></div><br />
Şimdiye kadar izlediğim yabancı dizi sayısı çok fazla değildir. Lost, Prison Break, Walking Dead, Smallville, Terminator: The Saarah Conner Chronicles, Sherlock, Breaking Bad (2 Seson), X Files, Person of Interest.<br />
<br />
Hakkında uzun uzadıya yazılar yazmak içimden gelmiyor. Ama şimdiye kadar başından sonuna kadar keyif aldığım tek dizi The Mentalist. Günün yorgunluğunu atmak ve zihne masaj yapmak için birebir. 3 ay boyunca tam 145 bölümü (7 sezon) hiç sıkılmadan izledim. Bir karakterin sıradan bir diziyi nasıl da zirveye taşıyabileceğini gördüm. Sherlock'u da severiz ama senin samimi gülüşün, sıcaklığın kimsede yok be Patrick abi. Üzerinden hiç çıkarmadığın mavi takımın, kalın yün çorapların, tozlu ayakkabıların, koltuğun ve çay fincanına ne demeli. Böyle güzel bir diziyi yaptığı için <a href="http://www.imdb.com/name/nm0375285/?ref_=ttfc_fc_cr2" target="_blank">Bruno Heller</a>'e de selam olsun. <br />
<br />
<a href="http://www.imdb.com/name/nm0048932/?ref_=ttfc_fc_cl_t1" target="_blank">Simon Baker</a> daha ilk bölümden sizi Patrick Jane karakteri içine çekiyor ve bir zaman sonra onun gibi gözlem yapmaya başlamanıza sebep oluyor. Ekibin diğer kalanlarını da saymak gerek; <a href="http://www.imdb.com/name/nm0000677/?ref_=ttfc_fc_cl_t2" target="_blank">Lisbon</a>, <a href="http://www.imdb.com/name/nm1085727/?ref_=ttfc_fc_cl_t3" target="_blank">Cho</a>, <a href="http://www.imdb.com/name/nm1466859/?ref_=ttfc_fc_cl_t4" target="_blank">Rigsby</a> ve <a href="http://www.imdb.com/name/nm1119462/?ref_=ttfc_fc_cl_t5" target="_blank">Van Pelt</a>... Tabi ki sonradan katılan <a href="http://www.imdb.com/name/nm0241870/?ref_=ttfc_fc_cl_t6" target="_blank">Abbott</a>, <a href="http://www.imdb.com/name/nm2374841/?ref_=ttfc_fc_cl_t14" target="_blank">Vega</a> ve <a href="http://www.imdb.com/name/nm3966184/?ref_=ttfc_fc_cl_t7" target="_blank">Wiley</a>.<br />
<br />
<div align="center"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/Rt6nDyHNXWQ" width="560"></iframe></div><br />
Aileni katleden Red John'u bulabilmek için kendinden vazgeçtin. Büyüksün! <br />
<br /><br />
<br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-24854182084745962692015-05-31T15:58:00.002+03:002018-01-07T10:19:33.074+03:00Piyano AşkıKendimi bildim bileli müziğe özel bir ilgi duyarım. Genelde kulağıma güzel gelen nerdeyse <i>(Hiphop, rap ve elektronik müzik hariç)</i> her tür müziği dinlerim. Sanırım beni en çok rahatlatan piyano ve yaylı çalgıların ortak çaldığı klasik veya cover müzikler. Küçüklüğümden beri piyanoya ayrı bir hasretle bakarım. Öğrenmesi en pahalı enstrüman olduğu için uzaktan dinlemek zorunda kaldım. <br />
<br />
Piyanoya ulaşamadım belki ama gelişmiş bir pilli orgum vardı. Akıllı telefonların olmadığı bir dönemde, <a href="http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/117544/90larin-turkce-polifonik-cep-telefonu-melodileri" title="polifonik melodi" target="_blank">polifonik melodileri</a> org ile yazabiliyordum. Dinlediğim herhangi bir dizi müziğinin notalarını org ile çıkarıp kağıda döktükten sonra telefona aktarıyordum. Hey gidi günler hey, iyi müzik kulağım vardır :))<br />
<br />
Az önce Youtube'da şans eseri karşılaştığım piyano ustasına ise hayran kaldım ve kıskandım. 4 yaşında olmasına rağmen yaşının çok ötesinde bir ustalıkla piyano çalıyor. Bu iş belli ki Allah vergisi. İzliyoruz...<br />
<br />
<iframe width="560" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/omuYi2Vhgjo" frameborder="0" allowfullscreen></iframe><br />
<br />
<h2>İlgili Konular</h2><br />
<ul><li><a href="http://www.mafiamax.com/2007/10/yillarca-aradigim-muzik.html" title="Yıllarca Aradığım Müzik" target="_blank">Yıllarca Aradığım Müzik</a></li>
<li><a href="http://www.mafiamax.com/2014/03/thepianoguys-muzigi-kesfet.html" title="ThePianoGuys - Müziği Keşfet" target="_blank">ThePianoGuys - Müziği Keşfet</a></li>
</ul>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-1825276924196655612015-05-30T11:29:00.000+03:002015-05-30T11:29:34.966+03:008 Yıl Geride Kaldı<a href="http://www.mafiamax.com/2008/04/koca-bir-seneyi-geride-biraktik.html" title="Koca Bir Seneyi Geride Bıraktık" target="_blank">1</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2009/04/2-olduk.html" title="2 Olduk" target="_blank">2</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2010/05/3-olduk.html" title="3 Olduk" target="_blank">3</a>, 4 (bu yaş günü kutlamayı unuttuk!), <a href="http://www.mafiamax.com/2012/04/5-yil-geride-kaldi.html" title="http://www.mafiamax.com/2012/04/5-yil-geride-kaldi.html" target="_blank">5</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2013/05/blog-7-yasindan-gun-almis.html" title=" title="" target="_blank"" target="_blank">6</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2014/05/7-yl-birlikte-geride-biraktik.html" title="7 Yılı Birlikte Geride Bıraktık" target="_blank">7</a> derken tam 8 yıl geride kaldı. Çocuğunuzun yaş günün kutlamak gibi. Büyüdükçe elinizden kayıp gidiyor. Daha az iletişim kurup daha az ilgilenebiliyorsunuz. Geçmişi özlüyorsunuz...<br />
<br />
Uykusuz kalıp sabahın 3 üne kadar yazı yazdığım o günleri, o heyecanımı, o sabrımı özlüyorum. Yüzlerce farklı insandan teşekkür ve dua aldım. Kimisi bana o kadar güvenmişti ki altından kalkamadığı sorunları çözebilmem için Blogger şifresini benimle paylaşmıştı. Okuldan mezun olup <a href="http://www.mafiamax.com/2009/11/kisla-yolu-gozuktu.html" title="Kışa Yolu Gözüktü" target=_blank">askere gittiğimde</a> bile yazmaya devam etmiştim. Sonra <a href="http://www.mafiamax.com/2011/07/ilk-maasimla-size-ne-ismarlasam.html" title="İlk Maaşımla Size Ne Ismarlasam?" target=_"blank">işe başladım</a> ve azalarak da olsa yazı yazmaya devam ettim. İş hayatının yoğunluğu, yorgunluk derken <a href="http://www.mafiamax.com/2011/08/gecmis-yazilariniz-pranga-olmaya.html" title="Geçmiş Yazılarınız Pranga Olmaya Başlarsa" target="_blank">eski yazılar pranga olmaya başlamış</a> ve ben yeterince yazı yazamaz, gelen yorumlara cevap veremez oldum.<br />
<br />
Bu durumu en güzel aşağıdaki grafik özetliyor. 2015 yılın geçen 5 ayında tek bir yazı bile yazmamışım. Halbuki söylenecek ne çok şey var. Değil mi?<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6VoPLFBuBhc-5j0i5ndJxGPBi3hTvdi1bVDUIYkPy1fgwTDDS0ROOObShD8fjEKWPQHKGZ20EQfxGScBy6TVbpD8LCF02Fnynx5OTDq8HrwJeFLmn3UxWf5926bGEFxjrQ-XV/s800/mafiamax_blog_yillara_gore_yazi_adedi2.png" /></div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com6İstanbul, Türkiye41.00527 28.97695999999996340.621820500000005 28.331512999999962 41.3887195 29.622406999999964tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-84288868295483228282014-11-16T14:26:00.000+02:002014-11-16T14:26:45.242+02:00Google Ürünleri ve İş Hayatımİş hayatımda sıkça kullandığım ve oldukça fayda sağladığım 3 Google ürününü sizlerle paylaşmak istiyorum. İnterneti "etkin kullanma" çabası içerisinde olan çoğu kişi bu ürünleri bir şekilde kullanıyordur zaten. Sizlerin de kullandığı ve memnun kaldığı farklı servisler varsa paylaşmanızı rica ediyorum.<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
<h2>Gmail</h2><br />
Bir çok şirket Outlook kullansa da ben Gmail'den vazgeçemiyorum. Bizim şirkette de Gmail kullanılıyor. Günde yaklaşık cevaplanması gereken 20 e-posta geliyor. Benim gönderdiklerim de bir o kadar! Bu e-postaların bir çoğu teknik bir inceleme ve geri dönüş gerektirdiği için oldukça vakit alıyor. Sabah işe geldiğimde ilk açtığım şey Gmail hesabım oluyor :) Gelen e-postaları etiketleyerek daha kolay bulunmasını sağlayabiliyorum. Üstelik alt etiketler de oluşturabilmek cabası. Aynı firmaya ait 15 okul projesi için ayrı etiket açıp, hepsini bir üst etikette toplayabiliyorum. Böylece daha derli toplu bir e-posta hesabınız oluyor. Chrome kullanırken <b>masaüstü bildirim</b> özelliğini de aktif yapabiliyorsunuz. Böylece, MSN uyarı penceresi gibi ekranın sağ alt köşesinde bir bildirim penceresi ile gelen mailler gösteriliyor.<br />
<br />
<h2>Google Takvim</h2><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQvZlXuK8ARd-wXsqoP6btXwTTSSsmzCgkjwrSQv8xDzk_gmXBDi_BJYMiqrZXRbIWN-cFICnGN7vS6Lg54lx6RcrmEwZCppAFX5Tjd0vR2blMw9PTU2z8v4AoqOBnuYXTZ4iA/s320/Screenshot_2014-11-16-14-06-28.png" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"/></div>Ajanda kullanmak iş hayatının bir parçası. Ancak, hayatımız o kadar hareketli ki her daim bir ajandayı yanımızda taşımak çoğumuz için külfet. Gelişen teknoloji ile birlikte neredeyse hepimiz akıllı telefon kullanıyoruz. Ben de Samsung Galaxy S2 kullanıyorum ve akıllı telefonun nimetlerinden faydalanıyorum. Google Takvim'in andoid ekosistemi ile başarılı bir şekilde eşleşme yapabilmesi de bütünleyici rol üstleniyor. Neredeyse her gün Google Takvim'de bir not alıyorum. Google Takvim, e-posta, SMS veya pop-up ile bildirim yapabiliyor. Genelde her daim Gmail hesabım açık olduğundan e-posta bildirimini kullanıyorum. Hatırlatma konusu önemli olduğu zamanlar ise kombo yapıp hem e-posta hem de SMS uyarısı kuruyorum. SMS uyarısının <u>ücretsiz</u> olduğunun da altını çizmek gerekiyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhaGxRyGkZOv-qUUtr1pCGwog-B2JnA9IfjRK8QKKQZE0fPV5JIQr19trJim-Lf7rh1yxS2p5FIeUREDov-vd0XE11nzaBHqMXxlynJ8UL83CD8l0wn-x5BZAag-RtgkSCwA3OQ/s500/takvim.png" /></div><br />
<h2>Drive</h2><br />
Bulut kavramını hayatımıza kim soktu bilmiyorum ama bu konuda Google, Apple, Microsoft gibi firmalar oldukça büyük yatırımlar yapıyor. Microsoft, Office gibi tüm dünyanın kullandığı yazılım paketini tamamen internet üzerinde çalışacak hale getirdi bile. Google da Drive ile bu alanda yer edinen diğer bir firma. Google ürünlerinin birbiri ile iyi eşleşmesi sayesinde servisleri daha etkin kullanabiliyoruz. Şirket içi eğitimleri, iş takiplerini ve kayıtları Drive üzerinden, istediğiniz kişilerle dilediğiniz yetkiyi atayarak çalışabiliyoruz. <br />
<br />
<h2>Bitiriken...</h2><br />
İş hayatınıza başladığınızda hayatınızın akışı da önemli ölçüde değişmeye başlıyor. İlk başta arkadaş çevreniz değişiyor. Maddi özgürlüğünüzün artması, yaşam standardınızı değiştirmeye başlıyor. En önemlisi hayatınızı şekillendirecek ana rotanızı bu zamanlarda belirliyorsunuz. Bazı alışkanlıklarınıza veda ediyor, yeni hedeflere doğru yola koyuluyorsunuz. Ama bazı şeyler hiç değişmiyor... Yazmayı sevmek gibi. Yazmayı çok özlemişim...MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-48147207044800154342014-07-27T03:27:00.000+03:002014-07-27T03:27:40.219+03:00Yastığın Altında Yanan Galaxy S4Akıllı telefonları elinden düşüremeyenler... Gözleri kapanana kadar mesajlaşmaya devam edenler... <br />
<br />
Uyurken yastığının altında telefonunu bırakan genç bir kızın geceleyin duman kokusuyla uyanmasıyla sonuçlanıyor. Sıcaklığın fazla olması bataryanın akmasına ve telefonun yanmasına sebep oluyor.<br />
<br />
<div align="center"><iframe width="560" height="315" src="//www.youtube.com/embed/CIVCsfYek5E" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-61660069991123924242014-06-17T21:11:00.002+03:002014-06-17T21:17:52.413+03:00Bundan İstiyorum: BatmobileBatman'i saygın bir yere koyan film serisi hiç kuşkusuz yönetmen Christopher Nolan'ın çektiği üçlemedir. <a href="http://www.beyazperde.com/filmler/film-51013/" target="_blank">Batman Begins</a> ile kahramanın doğuşunu sağlam ve gerçekçi <i>(şehir her ne kadar gotik olsa da)</i> temeller üzerine oturttuktan sonra <a href="http://www.beyazperde.com/filmler/film-115362/" target="_blank">The Dark Knight</a> ile belki de hiç ulaşılamayacak bir zirveye ulaşmıştı. <a href="http://www.beyazperde.com/filmler/film-132874/" target="_blank">The Dark Knight Rises</a> ile beklenileni sunamasa da ilk iki filmin mirası seriyi özel yapmaya yetiyordu.<br />
<br />
Büyük kitlelere bu seri ile sevdirilen Batman, video oyun dünyasına da fırtına gibi girdi. <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Batman:_Arkham_Asylum" target="_blank">Batman: Arkham Asylum</a>, <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Batman:_Arkham_City" target="_blank">Batman: Arkham City</a>, <a href="https://www.batmanarkhamorigins.com/" target="_blank">Batman: Arkham Origins</a> derken <a href="https://www.batmanarkhamknight.com/" target="_blank">Batman: Arkham Knight</a> yakında satışa sunulacak. Dört yılda 4 oyun ve muazzam bir gelişme var oyun kalitesinde. Ben sadece ilk oyunu oynayabilmiştim. Bundan sonrasını keyifle oynayacak bir bilgisayarım veya oyun konsolum yok. Şimdilik videoları izlemekle yetiniyorum :)) Aşağıda, son oyunda kilit bir yere sahip olacak Batman'in aracı Batmobile tanıtılıyor. <br />
<br />
Kim böyle bir araç istemez ki?<br />
<br />
<div align="center"><iframe width="560" height="315" src="//www.youtube.com/embed/7AykgIIWdPM" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-53896058950669533982014-06-01T23:28:00.000+03:002014-06-01T23:30:15.240+03:00Biomimicry: Doğadan İlham AlıyoruzDünya üzerinde yaşayan en akıllı ve baskın canlılar olduğumuz çok açık. Dünyanın bize ait olduğunu sansak da binlerce belki milyonlarca farklı canlı ile birlikte yaşıyoruz. Bitmek bilmeyen arzularımız ve beraberinde getirdiği sorunları da çözmek için doğaya yöneliyoruz. İşte buna <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Biomimetics" title="Biomimicry" target="_blank">Biomimicry</a> deniliyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWm3PJRS_GLV14ATwtltvxnCJy7UqfEayaaf6BFuhgubTuf7BS6NjAsw9npF-MyJsK54L4bfl4hkx6lRXYUf0Ra51Ki3uQRXpL2HsWGgNqJ7le-GwdkGNa93uVifvB358oRb78/s1600/Arctium-lappa-velcro.jpg" /></div><br />
Büyük ihtimalle elbiselerimizde kullanılan cırt cırtın doğadan esinlenilerek üretildiğini bilmiyorsunuz. İsviçreli elektrik mühendisi George de Mestral, bir av dönüşünde kendisi ve köpeğinin üzerine Arctium bitkisinin <i>(eskiden mahalledeki boş arsalarda bolca olurdu)</i> çiçeklerinin yapıştığını farkeder. Mikroskop altınca yaptığı inceleme sonucunda, ufak kancaların elbise ve tüylere tutunduğunu görür. Bugün hemen hemen her yerde bu basit ama etkili çözümü görebiliriz. <a href="http://www.velcro.com/Products/Ties-and-Straps.aspx#.U4uF0fmPkR5" target="_blank">Velcro</a> bu ürün ile doğmuş bir şirkettir.<br />
<br />
Uçakların, helikopterlerin, gemilerin ve birçok aracın da hayvanlardan örnek alınarak tasarlandığını biliyoruz.<br />
<br />
Mercedes'in otomobil süspansiyonlarında kullandığı <a href="http://blog.mercedes-benz.com.tr/magic-body-control/" title="Magic Body Control" target="_blank">Magic Body Control</a> teknolojisi de tavuklardan ilham alınarak geliştirilmiş. Çocukluğumda hayretle keşfettiğim bir olayın, araçlarda yer aldığını görmek şaşırtıcı oldu. Otomobil üzerinde nasıl çalıştığını izlemek için <a href="http://bit.ly/16kl34a" target="_blank">tıklayın.</a><br />
<br />
<div align="center"><iframe src="//player.vimeo.com/video/75470569" width="500" height="281" frameborder="0" webkitallowfullscreen mozallowfullscreen allowfullscreen></iframe></div><br />
Biomimicry kelimesini yeni öğrendiğimi itiraf edeyim. Ama bu alan kendimi bildim bileli ilgimi çekiyor. Doğadan öğrenecek çok şey olduğu bir gerçek. Geçen izlediğim bir belgeselde zürafanın su içmek için eğildiğinde, beynine hızla hücum eden kan sebebiyle oluşan yüksek tansiyondan nasıl etkilenmediği araştırılıyordu. Bu tür belgeselleri izlemenizi öneririm, insanın ufkunu açıyor. Bilenler bilir, bir belgesel bir de haber izlerim :)) Gerçi kime sorsanız aynı cevabı veriyor. Bilmem ne kadar inandırıcı oldum :)<br />
<br />
Yaşasın <a href="http://www.yesilfikirler.com">yeşil fikirler.</a>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-19867748105994436432014-05-25T11:54:00.002+03:002014-06-02T08:44:55.838+03:00GSM Operatörleri Depremde Sıfır Çekti!Ege Denizi açıklarında, 24 Mayıs 2014'te meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremin ardından en çok konuşulan konu GSM operatörlerinin kitlenmesi oldu. Nerdeyse maddi hiç bir zarar oluşmamasına rağmen hatların 30 dakika boyunca kilitlenmesi 1999 depreminden bu yana bazı şeylerin hala eksik/yanlış yapıldığını gösteriyor. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaNpVDoHUmE6I43y_FMKJPTKhucURc_nPLQ_H37DoHxt7MQaSXjD7BmkZcyBadiPj3qtgMqJ3AvsAwaGYJZ4_-2pyhsRya-W-qKh-1iNbSdZjgKpY9e8r7Nty0ZzTx9mfpKu_g/s1600/gsm_logo.png" /></div><br />
Turkcell, avea ve vodafone reklam pastasına en çok yatırım yapan şirketlerdir herhalde. Sürekli abone sayılarındaki artışla övüne dursunlar... Bu depremde hepsi sınıfta kaldı.<br />
<br />
Bu konu mesleğim ile birebir alakalı olduğu için bir şeyler söylemek isterim.<br />
<br />
<h2>Deprem Tasarım Anlayışı</h2>Beni takip edenler İnşaat Yük. Mühendisi olduğumu bilirler. 2007 yılında tamamen yenilenen deprem yönetmeliği (<a href="www.koeri.boun.edu.tr/depremmuh/eski/DBYBHY-2007-KOERI.pdf" target="_blank" title="DBYBHY 2007">Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik 2007</a>) ile bu konuda oldukça yol almış durumdayız. Önümüzdeki bir iki sene içinde tekrar yenilenecek olan yönetmelik ile bu konu da daha da yol almış olacağız.<br />
<br />
Mühendislik yapıları tasarlanırken ömrü boyunca meydana gelebilecek tüm yüklemeler(yerçekimi, rüzgar, deprem, sıcaklık) göz önüne alınır ve en elverişsiz duruma göre tasarım yapılır. Aslında bu en elverişsiz durum belki de hiç meydana gelmeyecek olsa bile... Sonuç olarak sadece yer çekimi yüklerine göre düşünüldüğünde, binalarınızda belki de iki kat fazla betonarme demiri vardır. Ancak her an deprem olacağı için bunu yapmak zorundayız.<br />
<br />
<b>Peki GSM operatörleri niye böyle tasarım yapmıyor? Bu sektör için yürürlükte olan yönetmeliklere bilmiyorum ama büyük ihtimalle en elverişsiz durumda bile hizmet vermek zorunda bırakılmadıkları içindir. </b>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-48365485760119526402014-05-11T10:59:00.001+03:002014-05-11T20:30:03.163+03:00Türk Sinemasına PanzehirSinema alışkanlığı pek olmayan biriyim. Beni heyecanlandıracak bir film olduğu takdirde sevdiğim biriyle gidip izlerim. Dün de kardeşim ve sevgili arkadaşım ile birlikte <a href="http://www.panzehirfilmi.com/" title="Panzehir Filmi" target="_blank">Panzehir</a>'i izledik.<br />
<br />
<div align="center"><iframe src="//player.vimeo.com/video/91899482" width="500" height="281" frameborder="0" webkitallowfullscreen mozallowfullscreen allowfullscreen></iframe></div><br />
Film hakkında 3 farklı konuya değinmeden hemen önce film tanıtımının eksik olduğunu belirtmek istiyorum. Nice fimler aylar öncesinden TV reklamı dahil her yerde reklam yayınlarken bu filmin reklam bütçesi çok kısıtlı bırakılmış. Filmin gişe sonuçları kulaktan kulağa yapılacak reklama bırakılmış gibi. Sonuçları yakın zamanda göreceğiz.<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<h2>Emin BOZTEPE</h2><br />
Başroldeki oyuncu. Film boyunca bir kaç karenin dışında her yerde o var. Onun hikayesini izliyoruz. Karakter kendisi ile o kadar uyumlu ki sanki gerçek hayat hikayesini izliyoruz.<br />
<br />
Kendisi tıpkı filmde oynadığı karakterdeki gibi Almanya'da büyümüş bir Türk. 1960'lı yıllardaki göç eden ailelerden birinin ferdi. Bugün Dünyaca ünlü bir dövüş sanatı (<a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Wing_Chun" title="Wing Tsun" title="_target">Wing Tsun</a>) uzmanı. 50 ülkede 500’ün üzerinde okul onun sistemini kullanıyormuş. Ama ünlü olmayla ilgili bazı sıkıntılar da çekmiş biri. Bunu yaptığı bir röportajda açıkça dile getirmiş. Van Damme ile arasında geçenleri aşağıdaki gibi anlatmış:<br />
<br />
<blockquote>Bir derginin düzenlediği bir yarışmaydı, okuyucular seçti. Van Damme filan da vardı listede, yüzde 66 oyla ben kazandım. Ama bir dönem aramız pek iyi değildi. Çünkü ben onu kıskandım. Ben gerçek dövüşçüyüm o değil ama dünya çapında ünlü olan o! Aksanı da benim kadar iyi değil fakat ben onun ulaştığı noktaya ulaşamadım. Bunu da hazmedemedim. Yüzüne karşı, “Seni sevmiyorum” dedim. O da beni her gördüğü yerde kaçmaya başladı. Büyüdükçe adam oluyorsun ve daha önce yaptığın şeyleri saçma buluyorsun. Yaptığım cahillikti.<br />
</blockquote><br />
<h2>Çekimler ve Teknik</h2><br />
Filmdeki havadan çekimler, kullanılan filtre, renkler filmin hikayesi ve dinamiği ile kusursuz bir şekilde örtüşmiş. Filmin başında, yemek sahnesindeki yavaşlatılmış çekimde yapılan karakter analizleri sayesinde filme hızlı bir giriş yapmamız sağlanıyor. Ayrıca, film boyunca konuşan iç ses atmosferden bir an çıkmanıza izin vermiyor. Tabi olayın kısıtlı bir zaman içinde geçmek zorunda olması da seyir zevkinizi katlıyor.<br />
<br />
Filmdeki göze batan iki şeyden biri araba patlama sahnesi diğeri ise silahlı çatışma sahneleri. Yakın dövüşler ne kadar kaliteliyse de silahlı çatışmalarda gerçeklik ne yazık ki düşüşe geçiyor. <br />
<br />
<h2>Müzikler</h2><br />
Aksiyon filmlerindeki önemli enstrümanlardan biri de kuşkusuz müziklerdir. Pyramind Studios'un müzikleri nasıl hazırladığını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.<br />
<br />
<div align="center"><iframe src="//player.vimeo.com/video/91287000" width="500" height="281" frameborder="0" webkitallowfullscreen mozallowfullscreen allowfullscreen></iframe></div><br />
<h2>Bitirirken</h2><br />
Cüneyt Arkın gibi bir ustanın bu filmde biraz daha fazla sahnede görünmesini isterdim. Oğlu Ferit karakteri de filmde oldukça sahici; saf kötülüğü güzel yansıtıyor. Filmin sonunu gördüğünüzde devam filmi gelebilirmiş gibi hissediyorsunuz. Sanırım gişe sonuçları bu konuda belirleyici olacak. Umarım verilen emeklerin karşılığını alırlar.<br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-23214636369339611442014-05-04T12:01:00.000+03:002014-05-04T12:01:54.942+03:007 Yılı Birlikte Geride BıraktıkSizlere ilk defa Nisan 2007'de <a href="http://www.mafiamax.com/2007/04/uzun-sredir-bir-ok-insan-gibi-bende.html">Blog Tutmaya Başlayanlar Arasına Bir Nefer Daha Eklendi...</a> diyerek seslenmiştim. MaFiAMaX Blog! a ilk yorumu da üniversite arkadaşım Begüm yapmıştı. O günden bugüne 7 yıl geçti. Bu blog 8 yaşından gün almaya başladı...<br />
<br />
Türkiye'de 8. yılına giren blog sayısı ne yazık ki çok az. 2005-2010 yılları arasında altın çağını yaşayan bir platformun bugün ki durumu üzücü gerçekten. Bugün geldiğimiz nokta yaşam döngüsünden ibaret aslında. Her geçen yüzyıl insanlar hayatı daha hızlı yaşamak, birim zamanda daha çok iş yapmak zorunda kalıyor. Ama depresyon hiç olmadığı kadar da yaygınlaşmış durumda, grip gibi yayılıyor.<br />
<br />
Basının geldiği noktaya bakın, gazete tirajları ortada. Artık haberciliği twitter üzerinden yapıyorlar. <strong>Hızlı, kontrolsüz ve zahmetsiz.</strong> Böylesine güçlü bir oluşumun geldiği noktada blog yazma ve görüntülenme oranlarının düşmesi kaçınılmaz bir sondu. Öyle de oldu.<br />
<br />
Ben bir zamanlar okumaktan büyük keyif aldığım bloglar vardı. Sizlerin okuduğu ve özgün yazılar yazan bloglar varsa buradan paylaşmanızı rica ediyorum. Bilginiz olsun, ticari-şirket bloglarını <i>(ara ara reklam amaçlı bir çok yorum geliyor)</i> yayınlamayacağım.MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-25125765485173173242014-03-02T22:27:00.001+02:002014-03-02T22:28:14.859+02:00ThePianoGuys - Müziği KeşfetUzuuun bir aradan sonra merhaba!<br />
<br />
Her gün onlarca e-posta yazmaktan, mimarlarla uzlaşmaya çalışmaktan, işverene proje durumunu raporlamaktan, çalışma arkadaşlarımla program yapmaktan, toplantılara katılmaktan...<br />
<br />
İş hayatı. İsmi üzerinde bir hayat! Okul yıllarına özlem duyan yetişkinlerin özlem duyduğu şey sorumlulukların daha az olduğu bir hayat değil aslında. Kendine daha fazla zaman ayırmaya duyulan özlem bu. Sanırım bu yüzden tüm her şeyi aniden bırakıp, hayatı keşfetmek için yollara düşen insanlara imreniyoruz.<br />
<br />
Mesleğinizi sevmek bir çok insandan önde olmanızı sağlasa da kendinizi iş hayatında kaybolmaktan koruyamıyorsunuz maalesef. Zaman en büyük rakibiniz haline geliyor. Öyle bir rakip ki hiç bir zaman şaşmayan! Ne kadar disiplinli çalışırsanız çalışın, ritminizi bozacak herhangi bir olumsuzluk sizi aniden geriye düşürüyor. Aniden...<br />
<br />
Eskisi gibi uzun paragraflar yazmayı bırakmamın da sebebi zamanla yarışmamdan sanırım. Daha çok şeyi daha kısa bir yolla anlatmak için bir çözüm yolu. Bu yazıyı da yazma amacım The Piano Guys grubunu tanıtmaktı :) Bak neler döküldü klavyemden.<br />
<br />
Bu aralar dinlemekten büyük keyif aldığım <a href="http://drt23.blogspot.com.tr/" target="_blank">bizim çocuklarla</a> sizi baş başa bırakıyorum. Piano ve yaylı çalgılara olan açlığımı dindirdikleri için teşekkürler. Thank you <a href="https://twitter.com/PianoGuys" target="_blank">guys.</a><br />
<br />
<em>Sanırım büyümek; bir çok şeyi özleyeceğini bilmeden yol almakmış. Geride bıraktığın zorluklar, hayat mücadeleleri güçlendirse de seni, hayat arşivinde kaldırdığın tozlarmış sana yol aldıran.</em><br />
<br />
<iframe width="560" height="315" src="//www.youtube.com/embed/mJ_fkw5j-t0" frameborder="0" allowfullscreen></iframe><br />
<br />
<br />
MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com0İstanbul, Türkiye41.00527 28.97695999999996340.621820500000005 28.331512999999962 41.3887195 29.622406999999964tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-87700230493938962162013-10-27T22:33:00.000+02:002013-10-28T08:40:10.105+02:00Walter White vs Mülayim<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG-bX91G8M4nsb-yr7rKuE8999CTSI85VgLXMWozyv0hkKoixnVqRVP_ichYgXJtyKxytBmB1yFWpPAEUddSQLy3n1HcjY7CJ28MnlEm6IjcdMvJs0dbT2gF9Z9_GExmeg6wgr/s1600/walter_white-vs-mulayim.jpg"/></div><br />
<a href="http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Breaking_Bad" target="_blank" title="Breaking Bad">Breaking Bad</a> bazı izleyicilere göre gelmiş geçmiş en iyi dizi. Bana kalırsa 5 sezona rağmen, sadece 62 bölüm yayınlanmasının başarısında büyük payı olduğunu düşünüyorum. Olayları sakız etmeden üzerinde 5 yıla yakın çalışmak büyük şans. Türkiye'de hiç bir kanal bir sezonda en fazla 13 bölüm yayınlanacak bir diziye yatırım yapmazdı. Oysa ABD de işler farklı. Diziyi final yaptıktan sonra izlemeye başladım. Hikayesi kanser olduğunu öğrenen bir adamın hayatında büyük değişimleri yaşamaya başlamasını anlatıyor. Bu hikayeyi 1979 yapımı <a href="http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Korkusuz_Korkak" target="_blank" title="Korkusuz_Korkak">Korkusuz Korkak</a> filminden hatırlıyoruz. Başrolünde Kemal Sunal'ın oynadığı filmde Mülayim adlı karakter 6 ay ömrünün kaldığını öğrenir ve hayatında radikal kararlar alır...<br />
<br />
Sizce Walter White, Mülayim gibi hayırlı işler yapsaydı bu kadar popüler olur muydu?<br />
<br />
<div align="center"><iframe width="480" height="360" src="//www.youtube.com/embed/9ZtsEHgJPVE" frameborder="0" allowfullscreen></iframe><br />
</div>MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-7103261139983981652013-08-04T19:26:00.001+03:002013-10-20T00:47:58.774+03:00Blogger Widget Şablonunu Varsayılana DöndürmeYeniden...<br />
<br />
Blogumu bir kenara bırakalı bir hayli zaman olmuş. En son tema ve altyapı değişikliğini 2011 yılında gerçekleştirmiştim. Geçen zaman içinde Blogger'a bir çok yeni özellik geldi. MaFiAMaX Blog! gibi teması yoğun bir şekilde değiştirilmiş şablonlarda yeni özelliklerin eklenmesi ne yazık ki kolay olmuyor. Blogger'ın varsayılan temaları gelen her yeni özelliğe göre şablon kodları yenileniyor. Yapılan altyapı değişiklikleri sırasında bizim temalarımızın şablon kodlarında da iyileştirme yapılsa da varsayılan şablonlar gibi başarılı bir yenileme olmuyor.<br />
<br />
Blogger şablonlarında belli sayıda <b>widget</b> bulunmaktadır. Her widget temanın belli bir bölümündeki alanı kontrol eder. Sözgelimi temanızın ana gövdesi, yani yazı ve yorumların bulunduğu widgetin ismi <b>Blog1</b>'dir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjs64ifNAyVEegxz5iWmXyuzMgZZGs5rDqxCwlwnWDiFGvUBY8ef915SszYvrjB2ihcYknqzVHxUYmjSx_I7cHpN65pHcL4JeHKty17OfB7IdVJ2CiI7a7UunfhHr1iO9DO8nkU/s1600/blog1_widget.png" /></div><br />
Şablon kodlarınızı görüntülediğiniz sayfada <b>Widget şablonlarını varsayılana döndür</b> butonunu tıklayarak, dilediğiniz widgeti sıfırlayıp, en son kodları içerecek hale getirebilirsiniz. Ancak, sıfırladığınız widgette daha önce yaptığınız tüm tasarımlarınız da <u>silinecektir.</u> Bu sebeple, mevcut tasarımınızı kaybetmeden yeni özellikleri de şablonunuza kazandırmanız için farklı bir yol izlemeniz gerekiyor.<br />
<br />
Bu yazımda, Blogger yorum formunda yapılan güncellemeler <i>(yorumlara cevap verme gibi)</i>, mobil versiyon için yapılan iyileştirmeler ve daha fazlasını MaFiAMaX Blog!'a kazandırmak için izlediğim yolu anlatacağım.<br />
<a name='more'></a><br />
<div class="warning">Bu yazıda anlatılanları uygulamak için HTML ve CSS hakkında orta düzeyde bilgi sahibi olunması önerilir. Blogger altyapısı hakkında başlangıç düzeyinde bilgi sahibi olmak için <a href="http://www.mafiamax.com/2007/12/blogger-sablonunu-dzenleme.html" title="Blogger Şablonunu Düzenleme (Güncellendi)" target="_blank">Blogger Şablonunu Düzenleme (Güncellendi)</a>, <a href="http://www.mafiamax.com/2008/05/blogger-sablonunu-duzenleme-2.html" title="Blogger Şablonunu Düzenleme - 2" ek target="_blank">Blogger Şablonunu Düzenleme - 2</a> başlıklı yazıları okuyabilirsiniz.</div><br />
<h2>1. Mevcut Temanızın Şablon Kodlarını ve Yedeğini Alın</h2>Blogger kumanda panelizine giriş yaptıktan sonra ilk iş olarak <b>Şablon</b> sayfasına geçiş yapın ve sayfanın sağ üst köşesinde yer alan <b>Yedekle/Geri Yükle</b> butonuna tıklayarak şablonunuzun yedeğini alın. Böylece, ileride yaşayabileceğiniz bir sorunda en başa dönebilirsiniz.<br />
<br />
Daha sonra, şablon kodlarınızı görüntülediğiniz sayfada <b>Widget şablonlarını varsayılana döndür</b> butonuna tıklayıp açılan pencereden Blog1 seçeneğini işaretleyip onaylayarak widgeti en güncel haline döndürün.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgLEtbRsDynHUDHtFvn01UdDElc4zpgCKw8oNcyBvOb2yCQ4ymu80KcZlkMb5-fmVPdHaceEgbIg1TeqnRAr1Kh7YYDX6jDd4mjIzEms6h2Pl9v_WCo2OEE0d7RMhiWwkMhrTS/s1600/widgt_varsayilana_dondur_.png" /></div><br />
<h2>2. İlk Şablon İle Güncellenmiş Şablon Kodlarınızı Karşılaştırın</h2>Binlerce satır arasından bazı satırlara getirilen ilave tanımlamaları ve yeni satırları bulmak gözlerinizle yapabileceğiniz türden bir iş değil. Bu sebeple, internetin sağladığı yaralı uygulamaları kullanmak gerek.<br />
<br />
<a href="http://www.diffnow.com/" title="DiffNow" target="_blank">DiffNow</a> isimli siteye giriş yapıp, eski ve yeni şablon kodlarınızı yapıştırın, Document type: XML seçin ve <b>Compare</b> butonuna tıklayın. Bir kaç saniyelik beklemden sonra, eski ve yeni şablon kodları arasındaki tüm farklılıklar satır satır listelenecektir. Buradan sonra, sizin bilginize göre, ilave eklemek istediğiniz özelliklere ait güncelleştirme kodlarınızı eski şablonunuza yerleştirmeniz gerekiyor. Gelen yeni özellikler sebebiyle CSS kodlarınızı da güncelleştirmeniz gerekecektir. Yoksa şablonunuza kazandırdığınız yeni özelliklerin görüntüsü tema renkleriniz ve tasarımınızla uyumsuz olabilir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPBcvI7zTcC5Oi_6Sp9-jnzklXkNSDDYVWczTgeK4cTGAqXMt-PxFokdrdBIudjnm5JvgRtGO3QnmQHYR1OlGqTdS1nCTv3eZ0tfyjZRsbhbe2YjtTZ-hAEnuQjAc-pQkV_Z8A/s1600/diffnow.png" /></div><br />
<h2>Bitirirken...</h2>Biraz zahmetli bir yol, ancak sabır ve azimle şablonunuzu tasarımınızı bozmadan güncel hale getirebilirsiniz. MaFiAMaX Blog! şablon kodlarında da görünmeyen bir çok değişiklik yapmakla birlikte, görünen kısımlarda ise yorum formunu güncel haline getirdim.<br />
<br />
İş hayatı, insanın gücünü ve zamanını o denli çalıyor ki başka şeylere zaman ayırmak imkansız hale gelebiliyor. En basit işleri bile günlerce ertelememin sebebi de iş hayatı oldu. Umarım buraya unutacak kadar sizlerden uzaklaşmam. Sağlıcakla kalın.MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-29480232.post-83211883658254247372013-06-23T20:25:00.001+03:002013-06-23T20:25:35.116+03:00Dizi Oyuncularına Samimi Önerim VarTürk dizi sektörü son 5 yılda büyük bir yol aldı. Doksanlı yıllarda Güney Amerika dizilerinin ekranlarımızı adeta işgal etmişti. Kuzey Amerika ve Avrupa dizilerinde aşk teması çok ön planda olmadığından olsa gerek Güney Amerika dizileri ülkemizde büyük rağbet görüyordu. İki binli yıllarda ise Tük dizileri ekrandaki egemenliklerini geri aldılar. Fakat kaliteyi hem teknik hem de sanatsal anlamda arttırmanın en büyük dezavantajı uzun sürelerin yıldırıcı olmasıdır. Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda dizi emekçileri uzun dizi sürelerini protesto etmek için yollara dökülmüştü. Ortak akıl dizi sürelerinin kısalması ile kalitenin korunacağını ve oyuncusundan yönetmenine tüm teknik ekibin daha az yıpranacağında buluştu. Şu bir gerçek ki kısalan süre <i>(ABD'de genelde 25dk ile 45dk arasında değişiyor)</i> ile kaliteli yapımlara ulaşmanın önündeki en büyük engel dizi maliyetleridir. <b>Dizi maliyetini karşılamak için gerekli reklam kuşağı sayısı dizi süresini belirliyor.</b> Söz gelimi Karadayı dizisinin maliyetini karşılama için 5 reklam kuşağı gerekiyorsa <i>(reklam kuşakları arasında min. süre var)</i> o dizinin süresi en az 2 saat olmak zorunda kalıyor.<br />
<br />
Peki dizi maliyetlerini düşürmek için en etkili yol ne olsa gerek? Ben bu konu hakkındaki düşüncemi çok sevdiğim bir köşe yazarı ve TV eleştirmeni olan Yüksel AYTUĞ'a yazdım. Sağolsun kendisi de samimi düşüncelerimi <a href="http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Yazarlar/aytug/2013/06/15/samimiyet-icin" title="Samimiyet İçin" target=_blank">15 Haziran 2013 tarihli Sabah gazetesinde yayınladı</a>. Kendisine tekrar teşekkür ederim. İşte Yüksel AYTUĞ'a yazdığım mesaj:<br />
<blockquote>Okurumuz Erhan Mollaoğlu, dizi sürelerinin uzunluğundan yakınan oyunculara ilginç bir öneride bulunuyor: <br />
<br />
"Merhaba Yüksel Bey. Yıllardır yazılarınızı okuyorum. TV eleştirilerinizi net, tarafsız ve yerinde yazıyorsunuz. Son birkaç yıldır dizi sürelerinin uzunluğunun kaliteyi düşürdüğünü ve çalışma şartlarını çok ağırlaştırdığını konuşuyoruz. Dizi maliyetinin karşılanması için gerekli reklam kuşağının dizi süresini uzatması bir engelse, oyunculara samimi bir önerim olacak: Gelin, bölüm başı 50 bin lira almaktan vazgeçin. Ülkemizdeki birçok vatandaş daha ağır koşullarda çalışıp iki yılda ancak o parayı kazanıyor. Hem böylece halkın yanında yer alırken daha samimi görünürsünüz." </blockquote><br />
Sizce de samimi olmak gerekmiyor mu?MaFiAMaXhttp://www.blogger.com/profile/15198011274970568777noreply@blogger.com5